Kış bitmeden Amsterdam uçak bileti almanız için birçok nedeniniz var. Her şeyden önce ucuza Amsterdam gezisi yapmak ve bu sırada turist kalabalığına maruz kalmamak için bunu yapmak isteyebilirsiniz. Uçak bileti konusunda da şansınızın yaver gideceği zamanlar bunlar. İstanbul Amsterdam uçak biletleri kışın hep biraz daha ucuzdur. Dahası, Amsterdam gezilecek yerler konusunda kışın da yaz aylarını aratmayacak kadar çok seçenek sunuyor.
Amsterdam Havaalanı’ndan dışarı adımınızı atar atmaz tatlı bir soğukla karşılaşacaksınız. Tedbirli gitmediyseniz Amsterdam hava durumu çok da tatlı gelmeyebilir elbette. Kalın kışlıklarınızı ve şemsiyenizi yanınıza aldığınız sürece korkmanıza gerek yok. Nederlandske Spoorwegen, yani Hollanda Ulusal Demiryolları, günde 24 saat boyunca Amsterdam Schiphol Havaalanı ve şehir merkezi arasında seferler düzenliyor. Trene alternatif olarak Airport Express Bus olarak bilinen otobüs seferlerini tercih edebilirsiniz. Amsterdam Schiphol Havaalanında araba kiralama seçenekleri de yer alıyor.
Gelelim şubat ve mart aylarında Amsterdam’da yapabileceklerinize… Amsterdam’ın çeşitli yerlerinde kurulan buz pateni pistleri, sıcacık restoranlar ve renkli gece hayatı şehri kışın da benzersiz kılıyor.
Amsterdam Müzelerine Bolca Zaman Ayırmaya Değer!
Amsterdam’ın soğuk kış günlerinde müzelere giderek hem sıcak ve konforlu bir ortamın tadını çıkarın hem de birbirinden ünlü parçalara yakından bakın. Her ne kadar birçok kişinin aklında Amsterdam’da gezilecek yerler denince ilk olarak akla gece hayatı gelse de aslında şehir birbirinden değerli müzeleriyle ünlü.
Rijksmuseum: Rembrandt ile Buluşma Noktanız
1800 yılında kurulan ve Hollanda’nın en değerli kültür varlıklarından biri olan Rijksmuseum ilk duraklarınızdan biri olmalı. 17. yüzyıla damga vurmuş, ışık ve gölgenin efendisi Rembrandt başta olmak üzere sayısız sanatçıya ait eserlerin yer aldığı dev bir koleksiyona sahip olan müzenin sizi oldukça etkileyeceğini söyleyebiliriz. Müzede en çok ilgi çeken eserin Rembrandt’ın Gece Bekçisi adlı başyapıtı olduğunu da ekleyelim. Sadece bu şahane eser ve hikâyesi için girdiğiniz Rijksmuseum sizi geçmişin izini sürmeye ve Rembrandt’ı yakından tanımaya zorlayacak.
Van Gogh Müzesi Listenin Üst Sıralarında
Vincent Van Gogh Amsterdam’la özdeşleşen bir diğer deha ve adını taşıyan müze, dünyada en büyük Van Gogh koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Müzeden çıktığınızda Van Gogh’un Ayçiçekleri sizin için bambaşka anlamlar ifade edecek. Şehirde her adımda Van Gogh’un resimlerinden yapılmış hediyelik eşyalarla karşılaşacağınızı hatırlatmakta fayda var.
Anne Frank’ın Evi Tarihe Işık Tutuyor
İkinci Dünya Savaşı sırasında yazdığı günlükle tanınan Anne Frank ve ailesinin yaşadığı ev müze olarak gezilebiliyor. Anne Frank ve ailesi İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudi soykırımından kurtulmak için bu evin gizli odalarında saklanmış. Maalesef korkunç savaştan kurtulamayan Anne Frank’a ait günlük günümüzde o dönemi aydınlatan en önemli eserlerden biri sayılıyor. Anne Frank Müzesi olarak da bilinen yer günümüzde Rijksmuseum ve Van Gogh Müzesi’nden sonra Amsterdam’da en çok ziyaret edilen noktalar arasında. Kış aylarında azalan turist sayısı sebebiyle müze çok daha rahat gezilebiliyor.
Amsterdam Kraliyet Sarayı’nı Keşfetme Zamanı!
Dam Meydanı’nda yer alan Amsterdam Kraliyet Sarayı belediye binası olarak inşa edilen bir 17. yüzyıl yapısı. 19. yüzyıldan itibaren kraliyet ailesine ev sahipliği yapan yapı uzun zaman dünyanın sekizinci harikası olarak anıldı. Hollanda’nın özgüvenini yansıtan bu ihtişamlı bina kraliyet kutlamalarında kapalı oluyor. Amsterdam tur planınızı yaparken sarayın açık olduğu zamanları araştırmayı unutmayın.
Amsterdam Heineken Müzesi
Amsterdam bira konusunda çeşitli seçenekler sunan bir şehir. Dünyaca ünlü Heineken Amsterdam’la özdeşleşmiş biralardan biri. Eskiden Heineken’in üretildiği bina günümüzde müze olarak gezilebiliyor. İnteraktif uygulamalarla Heineken hikâyesinin anlatıldığı müzede Heineken biraları keyifle tadılıyor.
Kanalda Buz Pateni Keyfi
Kuzeyin Venedik’i sayılan Amsterdam’da özellikle şubat ayında başka bir yerde asla göremeyeceğiniz manzaralar karşınıza çıkıyor. Şehirdeki sayısız kanal donduğunda insanlar kanallara inip yürümeye başlar. Eğer Amsterdam’a gittiğinizde kanallar donmadıysa üzülmeyin. Şehirde ayrıca birden fazla buz pateni pisti bulunuyor. Bu pistler içinde en ünlüsü, mart ayına kadar gecenin geç saatleri de açık olabilen Jaap Eden.
Sıcacık Barlara Uğrayın
Amsterdam’da çok sayıda tarihi bar var ve bunları keşfetmek son derece keyifli. Özellikle Türkçede kahverengi kafe anlamına gelen bruin cafeler kışın mutlaka uğrayıp içinizi ısıtmanız gereken yerler arasında. Çoğunlukla tahta döşemelerin ve eski eşyaların yer aldığı bu barlar kış aylarının karakterini çok güzel yansıtıyor. Buralarda Hollanda biralarını ve kokteyllerini deneyebilirsiniz.
Sevgililer Günü’nü Amsterdam’da Kutlayın
Amsterdam irili ufaklı bini aşkın köprüsüyle ve her yerinde karşınıza çıkan kanallarıyla romantizmin doruklarına yükselebileceğiniz en iyi şehirlerden biri. Amsterdam otelleri 14 Şubat zamanı genelde dolu oluyor. Rezervasyonunuzu zamanında yapmayı unutmayın. Sevgililer Günü’nde sevgilinize veya eşinize romantik bir sürpriz yapmak istiyorsanız, Sevgililer Günü’nde gidilebilecek uygun fiyatlı yerlere göz atın!
Vondelpark’ı Gezin
Amsterdam’da gezilecek yerler arasında mekik dokurken birbirinden güzel parklarda soluklanabilirsiniz. Parklar özellikle kışın kar yardığında daha da güzelleşiyor. Bu parkların içinde özellikle de kış aylarında en çok rağbet göreni Vondelpark. Burada kışın tenis oynayabileceğiniz bir kort bile var.
Amsterdam Gece Hayatı
Dışarısı ne kadar soğuk olursa olsun Amsterdam’ın barları ve kulüplerinde içiniz ısınacak. Şehirde her zevke uygun bir parti bulmak mümkün. Tekno müzik severler WesterUnie’yi tercih edebilir. Burada genelde dünyaca ünlü DJ’lerin çaldığı büyük partiler düzenleniyor.
Biraz daha ağırkanlı melodileri sevenlerin, tercihlerini house’dan yana kullanacaklarını tahmin etmek güç değil. Bu türü sevenler içinse AIR Amsterdam iyi bir seçenek.
Jimmy Woo ise herkesin kolay kolay giremediği mekânlardan. Üst katında Japon ve Endonezya sitilini yansıtan bir bölüm de yer alıyor. Dans pistiyse bodrum katında.
Eski bir okul binasında yer alan De School hem bir kulüp hem de 24 saat açık bir restoran ve bar. Burada bir fitness salonunun da yer aldığını söylemeden geçmeyelim.
Amsterdam Red Light District
Hollandacada De Wallen olarak bilinen ve adeta bir açık hava müzesi olan bölge turistlerin ilgi odağı. Bir zamanlar cinselliğin nakite dönüştüğü birçok “kırmızı fener sokağı” varmış dünyada. Almanya’da, Amerika’da Japonya’da hep benzer isimlerle. Tarihin akışına direnip ikonik olarak ayakta kalansa Amsterdam’daki olmuş. Bugün burası turizm açısından değeriyle gündemde. Yasal olarak seks turizminin devam etmesi insan hakları tartışmalarını beraberinde getirse de Red Light District acısıyla tatlısıyla kentin karakterinin bir parçası.
Sonuç olarak Amsterdam nerede bir özgürlük arayışı varsa onun anavatanı olmuş her zaman.
Tarih boyunca farklı zaman dilimlerinde baskıdan kaçan gruplar için nefes alacak bir köşe olma özelliği taşıyan şehir hala özgürlükçü iklimiyle göz dolduruyor.
